30 Ağu 2009

Kurtuluşumuz Kutlu Olsun

Milletimizin kurtuluş günü olarak ilan edilen 30 Ağustos Zafer Bayramı, coşkulu bir şekilde kutlanıyor.Sabah saatlerinde Anıtkabir'de başlayan tören, Ankara Atatürk Kültür Merkezi'nde yapılan geniş törenle devam etti.Törende askeri birimlerin yürüyüşleri, çeşitli savunma araçları ve F-16 gösterileri yapıldı.

Törenin sonlarına doğru Türk Yıldızları birimleri havada müthiş bir gösteri sergiledi.Aralarında birer metre mesafede kırmızı-beyaz dumanlar ile harika bir görüntü oluşturdular.

Tören aynı coşkuyla İstanbul ve İzmir'de de kutlanıyor...Tüm Türkiye'nin Zafer Bayramı Kutlu Olsun...

29 Ağu 2009

Karaca, Sunucunun Yakasına Yapıştı!

TEMA Vakfı'nın Onursal Başkanı Hayrettin Karaca, yerel bir kanalın Ana Haber bülteninde sunucunun yakasına yapıştı.Mayınlı araziler ile ilgili konuşan Karaca, sunucu "Siz Tema vakfı olarak birşey yapıyormusunuz demeye kalmadan, sözünü kesti ve "Bunu sen yapacaksın, senden istiyorum" diyerek konuyu vatandaşın da ilgilendirdiğini söyledi.Ardından ayağa kalktı, sunucuyu Milletvekili olarak gösterdi ve yakasına yapışarak "Ben size bunun için vekalet vermedim, toprakları satamazsın" dedi.İşte sunucuyu bir anlık şaşkına çeviren o görüntüler :))


Programın sonunda yaptığı hareketten ötürü üzgünlük duyan Karaca "Bağırdım çağırdım napayım tutamıyorum kendimi" diye konuştu.

'Kürt Sorunu Algısı' Anketi

Bugün 24 Tv'de yayınlanan Hakan Çelik'in hazırlayıp sunduğu Haftasonu Moderatörü programında konu, SETAV (Siyaset Ekonomi ve Toplum Araştırmaları VAKFI)'nın "Kürt Sorunu Algısı" başlığı altında yapılan anket konuşuldu.Araştırmacı Doç. Dr. Talip Küçükcan yapılan anketteki çarpıcı sonuçları değerlendirdi.İşte yapılan geniş anketten ilginç sonuçlar...

Ankette benim dikkatimi en çok çeken 2 sonuç, Kürtler'in Açılımı destekmelesi ve ayrıca bağımsız bir Kürt devleti istemeleriydi...



Bu geniş anketin tüm ayrıntılarına ulaşmak için tıklayın

HACHIKO:Sahibini 10 Yıl Bekleyen Köpek

Şimdi sizlerle paylaşacağım hikaye, köpeklerin insanın en yakın ve sadık dostu olabileceğini kanıtlar nitelikte bir hikaye olacak eminim.Dükkana her ay düzenli olarak gelen Şeker Bülten dergisini kurcalarken gördüğüm sayfada HACHIKO'yu tanımış oldum.HACHIKO belkide bugüne kadar dünyanın en sadık köpeğiydi ki sahibi öldüken sonra bile onu 10 yıl boyunca o profesörlük yaptığı üniversitenin kapısında bekledi.İşte sizi derinden etkileyecek olan yaşanmış bir hikaye...

1924 yılında Tokyo Üniversitesi'nde görev yapan Japon profesör Ueno, Japonca'da "sekiz tane" anlamına gelen Hachiko adını koydu köpeğine...

Beraberliklerinin sadece 1 yıl süreceğini bilmiyordu.Ama o bir yılda dünya tarihine geçeceki kitaplara filmlere konu olacak bir ilişki yaşadılar.

Safkan Akita cinsi beyaz bir erkek köpek olan Hachiko, her sabah üniversiteye gitmek için evden metroya yürüyen sahibine eşlik etti.Metronun dış kapısına kadar getirdiği sahibini uğurladıktan sınra da eve döndü.

Çok geçmeden bir akşam üniversite dönüşünde metronun çıkışında Hachiko'yu kendisini beklerken gördü ve profesör çok şaşırdı.Bu akıllı köpek sahibinin akşam eve dönüş saatlerini hesaplayarak ve aynı yolu kullanacağını düşünerek metronun önüne gitmişti.

Ondan sonraki bir yıl boyunca her sabah sahibini metroya kadar götürdü, her akşam iş çıkışında da metronun önünde karşıladı Hackhiko... Hiç saatini şaşırmadı... Ama bir akşam metrodan çıkmadı profesör, gözleri metronun kapısında gece boyunca bekledi Hachiko.

Bir sonraki akşam yine yoktu profesör...Üçüncü akşam metrodan yine çıkmadı.Dört,beş,altı...Üniversite'de kalp krizi geçirip olmüştü profesör.

Hackhiko her akşam sahibim metrodan çıkacak diye inatla bekledi.Haftalar, aylar boyunca her akşam Tokyo metrosunun Shibuya İstasyonu'nun kapısına gitti, tam 10 yıl boyunca... 12 yaşındayken metronun kapısında öldü Hachiko.



Bugün Tokyo'ya gidenler Shibuya istasyonunun kapısında fotoğrafını gördüğünüz heykelle karşılaşır.İşte o Hachiko'dur.Japonlar sadakar ve insan hayvan ilişkisinin sembolü olarak ölümünden hemen sonra diktiler bu heykeli.

Her yıl Hachiko'nun ölüm yıldönümü olan 8 Nisan'da bütün hayvanseverler heykelin önünde buluşuyorlar.

Hachiko'nun hikayesi şimdi de 2009 yapımlı bir Hollywood filmine konu oldu.Dailymotion'da araştırdım ve filmin fragmanı'nı buldum.Hakikaten insan duygulanıyor bu dostluk ve sadakati görünce.İşte o film...

28 Ağu 2009

Gladio'nun Çekimleri Bitti

Kurtlar Vadisi Pusu'nun Sinema filmi olan Kurtlar Vadisi Gladio'nun çekimlerinin sona erdiği bildirilidi.2 Ay gibi kısa bir sürede çekilen filmden yeni kareler de geldi.Aslında Gladio'nun çekimlerinin sona ermesinin bir müjdesi de sanıyorum ki Pusu'nun yeni bölümlerinin çok yakın bir zamanda yeniden ekranlara döneceğidir.

Antalya’da gerçekleşen çekimlerinde İskender Büyük’ü canlandıran Musa Uzunlar, 10 metre yükseklikten korkusuzca Köprülü Kanyon’un buz gibi sularına atladı. Çatışma ve patlama sahneleriyle geçen çekimler, Antalyalıların yoğun ilgisiyle karşılaştı. İskender Büyük’ün 15 yaş gençleştirildiği çekimlerde, izleyenler Musa Uzunlar’ı tanımakta zorlandı.

Senaryosunu Kurtlar Vadisi’nin senaristleri Raci Şaşmaz, Bahadır Özdener ve Cüneyt Aysan’ın yazdığı filmin yönetmenliğini Sadullah Şentürk yaptı.

Film 20 Kasım 2009'da vizyona girecek...

İşte Gladio'dan yepyeni kareler...



Kurtlar Vadisi Pusu ve Gladio hakkında en yeni haberleri anında almak istiyorsanız mail üyesi olun.
Mail adresinizi girin, bizi takip edin.





27 Ağu 2009

Ticaret'in Göz Bebeği : Pick Up

O popüler ticari araçlardan sonra şimdi de Pick Up arabalar rağbet görüyor.Şehirlerde olduğu kadar özellikle kırsal kesimlerde de, en çok tercih edilen araçlar bunlar.Hem engebeli arazilerdeki performansı, yük taşıma kapasitesi hemde kullanım rahatlığından dolayı ticari araçlar kategorisinde başı çeken Pick Up'ta adını duyurmuş 3 marka ve özelliklerini inceleyeceğiz.

Pick Up denilince akla gelen ilk marka şüphesiz Nissan'dır diye düşünüyorum.Hem performansı hemde alıcı bulma kolaylığından oldukça tutulan bir araba.Performansın yanında tasarım da arıyorsanız kesinlikle Navara'ya bir bakın derim.

(Bilgiler modellerin en yüksek versiyonuna aittir)

Nissan Navara Teknik Özellikler
En Yüksek Versiyonu: (NAVARA 2.5 DCI 4x4 LE Platinum)
Motor Tipi : Common Rail Turbo Diesel
Motor Hacmi : 2488
Silindir Adedi : 4
Motor Gücü : 171/4000
Yakıt Deposu : 80 Litre
Ford Ranger Teknik Özellikler
En Yüksek Versiyonu: (Ranger 4x4 Çift Kabin XLT 4x4 WILDTRAK A/T)  
Motor Tipi : 3.0L TDCi
Motor Hacmi : 2953
Silindir Adedi : 4
Motor Gücü : 156/3200
Yakıt Deposu : 70 Litre
Mazda BT-50 Teknik Özellikler
En Yüksek Versiyonu: (2.5 L Diesel Intercooler DOHC 16V )   
Motor Tipi : 2.5 L Diesel Intercooler DOHC 16
Motor Hacmi :  2499
Silindir Adedi : 4
Motor Gücü : 143/3500
Yakıt Deposu : 70 Litre

Özelliklerde de gördüğünüz gibi üçünün de eksik ve fazlaları var.Ama eğer ticari bir araca ihtiyacınız varsa bu Pick Up'lar bire birdir derim.Artık taktir size kalmış...

21 Ağu 2009

Milliyetçiliğiniz Irkçılık Sınırında Mı?

Dün Haber7.com'da Prof.Nevzat Tarhan ilginç bir yazı yazmış.Milliyetçiliğiniz Irkçılık sınırında mı? başlığıyla öne çıkan yazıda kendini milliyetçi olarak görenlerin bilmeyerekte olsa ırkçılığa kaydığını anlatmış ve Milliyetçi mi? yoksa Irkçı mı? olduğumuzu belirleyebilmemiz için bir test hazırlamış.Buyrun sizde deneyin...

1- Milliyetçilik en kutsal bir duygudur, milliyetçilik hislerim hak hukuk düşüncemden önce gelir.
a) Kesinlikle yanlış ve katılmıyorum
b) Olabilir, duruma göre
c) Kesinlikle doğru ve katılıyorum


2- Milliyetçilik damardaki kana ve soya bağlı bir duygudur.
a) Kesinlikle yanlış ve katılmıyorum
b) Olabilir
c) Kesinlikle doğru ve katılıyorum. 


3- Milliyetçilik toprak ve vatanla ilgili coğrafi kökenli bir duygudur.
a) Kesinlikle doğru ve katılıyorum
b) Olabilir
c) Kesinlikle yanlış soy’a yönelik bir duygudur


4- Benim ırkımdan birisi suç işlerse onu korumam gerekir.
a) Kesinlikle yanlış ve katılmıyorum
b) Olabilir
c) Kesinlikle doğru ve katılıyorum.


5) Benim ırk ve soyumdan birisi başka bir ırk ve soydan birisi ile  kavga ederse haklı haksız önemsemem kendi adamımı korurum. 

a) Kesinlikle yanlış ve haklı olanı anlamaya çalışırım
b) Fark etmez duruma göre davranırım
c) Kesinlikle kendimden olanı korurum.


6) Hasta olduğum zaman benim milliyetimden bir doktor ararım, uzmanlık ve ehil olup olmaması ikinci plandadır.
a) Kesinlikle yanlış ve katılmıyorum
b) Olabilir
c) Kesinlikle doğru katılıyorum.


7) Alışveriş yaparken, saatimi tamir ettirirken kendi milliyetimden işyeri ararım.
a) Kesinlikle yanlış ve katılmıyorum
b) Olabilir
c) Kesinlikle doğru ve katılıyorum.


8 ) Tarihte etnik temizlik yapılmasının doğru olmasa bile gerekli olduğunu düşünmüşümdür.
a) Kesinlikle yanlış ve katılmıyorum
b) Olabilir
c) Kesinlikle doğru ve katılıyorum.


9) Hitlerin Yahudi ırkına karşı uyguladığı soykırım ve tasfiye uygulamalarında yöntemini yanlışta bulsam gerekçesinin haklı olduğunu düşünmüşümdür.
a) Kesinlikle hem gerekçe hem yöntem yanlış idi ve katılmıyorum
b) Gerekçede haklı ama yöntemde hatalı idi
c) Kesinlikle doğru yapmıştır ve katılıyorum.


10) Osmanlının Ermeni, Rum gibi azınlıklara yumuşak davranmasını ve onlara fırsat vermesini yanlış bulmuşumdur.
a) Kesinlikle yanlış ve katılmıyorum Osmanlı doğru davranmıştır
b) Olabilir
c)Kesinlikle doğru ve katılıyorum.


11) Ben Osmanlının yerinde olsam bir tane Rum ve Ermeni bırakmazdım.
a) Kesinlikle yanlış ve katılmıyorum
b) Olabilir
c) Kesinlikle doğru ve katılıyorum


12) Bir köyde birkaç terörist olsa o köyü bombalamayı zorunlu görürüm. Ölen masumlar için üzülürüm ama kesin çözümün köyü bombalamak olduğuna inanırım.
a) Kesinlikle yanlış ve katılmıyorum
b) Olabilir
c) Kesinlikle doğru ve katılıyorum.

13) Vatan ve devletin bekası için bazı insanların feda edilebileceği ve öldürülebileceğini savunurum.

a) Kesinlikle yanlış ve katılmıyorum
b) Olabilir, şartlara göre değişir
c) Kesinlikle doğru ve katılıyorum.


14) Vatan ve devlet kutsaldır, kutsalın bekası için hukukun rafa kaldırılabileceğini savunurum
a) Kesinlikle yanlış ve katılmıyorum
b) Olabilir, şartlara göre değişir
c) Kesinlikle doğru ve katılıyorum.


15) Kendisini Türk hissetmeyen Kürt,Rum,Ermeni,Yahudi,Arab kökenli komşumu yabancı olarak görürüm ve benimle eşit haklara sahip olmasından rahatsız olurum.
a) Kesinlikle yanlış, rahatsız olmam
b) Olabilir
c) Kesinlikle doğru ve katılıyorum.


16) Milliyet duygusu din duygusundan önce gelir.
a) Kesinlikle yanlış önce insanlık hukuku sonra milli ve dini hukuk gelir
b) Her iki duygu birlikte olursa tercih ederim ve öncelik veririm
c) Kesinlikle doğru,milliyetçilik esastır.


17) Uluslararası bir firmada yönetici olsam kendi ırkımdan dinimden ve cemaatimden insana torpil yaparım.
a) Kesinlikle yanlış ve katılmıyorum, liyakat esastır
b) Olabilir, tercih ederim
c) Kesinlikle doğru ve katılıyorum ve hakkı olarak görürüm.


18) Devlet yöneticisi olsam kendi milliyetimden ve cemaatimden olan insana öncelik veririm. Liyakat ve ehliyet ikinci planda sadakat birinci plandadır.
a) Kesinlikle yanlış ve katılmıyorum, liyakat esastır
b) Olabilir, tercih ederim
c) Kesinlikle doğru ve katılıyorum ve önceliği hakkı olarak görürüm


19) Milliyetçilik, hemşehricilik ve bölgecilik doğal bir duygudur. Hukuken ve yasalar önünde ayrıcalık yapılmaması gerektiğini biliyorum ama gizlice onlara özel muamele yaparım.
a) Kesinlikle yanlış ve katılmıyorum, liyakat esastır
b) Olabilir, tercih ederim
c) Kesinlikle doğru ve katılıyorum ve hakkı olarak görürüm.


20) Benim milli ve cemaat değerlerimi benimseyen insanları diğer insanlardan üstün görürüm, onların hatalarını örtmeye iyi yönlerini büyültmeye çalışırım.
a) Kesinlikle yanlış ve katılmıyorum, insanlık esastır
b) Olabilir, tercih ederim
c) Kesinlikle doğru ve katılıyorum ve hakkı olarak görürüm


DEĞERLENDİRME
a)lar= 1, b) ler= 2, c) ler= 3 puandır.
20 puana kadar almışsanız milliyetçilik anlayışınız sağlıklıdır
20-40 arası almışsanız kafanız karışık demektir veya çıkarınızı milliyetinizden daha çok seviyor olabilirsiniz.
40-60 arası puan almışsanız milliyetçilik anlayışınız ırkçılık düzeyinde demektir. Kendinizi değiştirmezseniz bulunduğunuz ortamda bölen ve çatışma çıkaran bir kimlik sergilemiş olursunuz.

Kaynak : http://www.haber7.com/haber/20090820/Milliyetciliginiz-irkcilik-sinirinda-mi-test.php

20 Ağu 2009

Ramazan 2009

11 Ayın Sultanı Ramazan geliyor.Tüm Müslüman alemi bugün teravih namazını kılacak ve gece sahura kalkacak.Yardımlaşmanın en yoğun yaşandığı bu mübarek ayın tüm Milletimiz ve Müslüman alemince en iyi yaşanacağı inancındayım.Ramazan Ayı, insanların şefkati, sevgiyi, dostluğu en iyi yaşadığı aydır.Ramazan'ın verdiği o güzel heyecan ve mutluluk bugün birçok dünya zevkine bedeldir.

Ramazan Ayı ile birlikte Müslümanlar hal ve hareketlerini değiştirirler, yepyeni bir kimliğe bürünürler.Dünya hırsıyla bu dünyadaki manevi amacını unutan birçok mümin bu güzel ayın gelmesiyle birlikte telaşını biraz hafifletir ve tuttuğu oruç ve güzel ahlakı ile yaradana olan sadakatini gösterir.

Kısa bir özetlemeden sonra gelelim Ramazan Ayı'nda neler yapacaklarımıza.Mesela İftar'da ve Sahur'da birçok kişi televizyonu açar ve Ramazan ile ilgili bir programı izler.Mesela Ramazan boyunca TRT'yi izleyebilirsiniz çünkü hakikaten çok sıkı programlarla hazırlanmışlar.Benim en çok hoşuma giden de "Kısaca Ramazan" adlı program.Sitede verilen bilgiye göre kimi zaman ibretlik kimi zaman güldürücü kısa filmler yayınlanacak.Ayrıca Kanaltürk'te Ramazan için sıkı hazırlanan bir diğer kanal.

Bunun dışında eve kapanmak yerine Ramazan'ı dışarıda geçirmek isteyenlere elbette İstanbul'da hele ki Sultanahmet'te Ramazan bir başkadır ama ben Bursa'yı tavsiye edeceğim.Bursa Büyükşehir Belediyesi yine çok sıkı bir Ramazan Programı hazırlamışlar.Ramazan boyunca bu etkinliklere ücretsiz olarak katılabilirsiniz.

"İyilik her kapıyı açar" diyen vatandaşlarımız da ihtiyaç sahiplerine 55 Liralık kumanya bağışı yapabilirler.Bu mübarek ayda durumu olan vatandaşlarımız lütfen yardımlarını esirgemesinler.

19 Ağu 2009

İnternetten Askerlik İşlemleri Yapılabilecek

Devletimizin kısayolu turkiye.gov.tr internet adresi yayın hayatına başladığı günden bu yana vatandaşımızın birçok resmi işine yarayan bir e-devlet sitesi oldu.Doğum'dan Eğitim'e, Sağlık'tan Seyehat'e, Trafik'e kadar birçok resmi işlemleri kolaylaştıran bu web adresine şimdi de Askere Alma ve Seferberlik işlemleri eklendi.

Eklenen bu yeni sistemde Askere alınmada Gerekli Belgeler ve örnekler, Er işlemleri, Yedek Subay işlemleri, Yurtdışı işlemleri, Dövizle Askerlik hizmeti, ve Seferberlik ile ilgili bilgiler bulunuyor.Askerlik işlemleri hakkında bilgi almak için sizde e-devlet sitesini inceleyebilirsiniz.

18 Ağu 2009

Pet Şişeler Zararlıymış

Plastik şişeler kanser yapıyor!LÖSEV tarafından yapılan açıklamada Plastik Süt,Kola ve hatta Su şişelerinin kanserojen madde içerdiği belirtilmiş.Daha önceleri teneke kolalardaki tehlikeyi biliyorduk ama plastik şişelerinde kanserojen madde içerdiğini öğrenmiş olduk.

Üretilen birçok şişenin Türk Gıda Kodeksi'ne uygun olmadığı belirtiliyor.Birazcık araştırma yaptım.Mesela en kaliteli olarak nitelendirebileceğimiz Erikli markalı suyun pet şişe üretim aşamaları şöyle anlatılmış.

Pet şişe üretim bölümünde özel olarak hazırlanmış pet preform malzemesi kullanılır. Şişe üretiminde tam otomatik makinelerde, yüksek basınçla (30–40 bar), pet preform şişirme teknolojisi kullanılır. Üretilen şişeler hava konveyörleri ile dolum bölümüne transfer edilir.

Dolum bölümünde pet şişeler çalkalama makinesine girerler ve ozonlu kaynak suyu ile çalkalanıp durulanırlar. Daha sonra su dolum makinesine alınan şişelere Erikli dolumu yapılır. Şişelere tam otomatik makinelerde kapakları takılır. Etiketleme makinesinde neme dayanıklı etiketle sarılan şişeler, tarih ve seri kodlamasını takiben, konveyörler üzerinde paketleme bölümüne alınır. Paketlemede yoğun olarak naylon shrinkleme yöntemi kullanılır. Paketleme sonrasında paletlere dizilen ürünler, streç makinesi yardımıyla sarılır ve mamul stok alanına elektrikli forkliftler yardımıyla taşınır.

İçeriğinde 48 adet 0,225 lt. veya 72 adet 0,175 lt. pet bardak ürün bulunan kolilerin paketlenmesinde ise, karton ambalaj kullanılmaktadır. Pet bardak üretim teknolojisinde, pet levhaların sıcak kalıplar ile 12’li gruplar şeklinde form haline getirilmesi ve Erikli dolumu yapıldıktan sonra, özel laklı alüminyum folyo ile kapatılması yöntemi kullanılmaktadır.

Türk Gıda Kodeksi'ne uygunmudur onu bilemem ama siz buradan araştırabilirsiniz.

Unutmadan Plastik Şişelerin kullanımı özellikle Hamileler, Çocuklar ve 60 yaşını geçmiş amcalarımız için kesinlikle tavsiye edilmiyor.

16 Ağu 2009

17.08.1999

Dile kolay 10 yıl geçmiş aradan.Binlerce kişinin hayatını kaybettiği, yuvasından olduğu kısaca acılarla dolu bir 45 saniye.Merkez üssü Kocaeli / Gölcük.Saat sabaha karşı 03:02.Herkes uykusundayken 7.5 şiddetinde bir sarsıntı binlerce kişinin yuvasını başına yıkıyor.

Depremin Resmi sonuçlarına göre 17.480 ölüm, 23.781 Yaralı ve 505 kişi sakat kaldı.285.211 konut ve 42.902 işyeri hasar gördü.Kısaca yakın tarihi hem maddi hemde manevi açıdan büyük zarara uğratmış bir deprem olmuştur 17 Ağustos depremi.

Aradan 10 yıl geçti ve görünen o ki yaşanan bu deprem çabuk unutuldu.Büyük Marmara depremi ile ilgili arada bir yayınlar yapılsa da ülkemiz büyük depremlere maalesef hala hazır değil.Bu da bizim yaşanan bu büyük sarsıntıdan bir ders çıkarmadığımızı gösteriyor.

Fazla uzatmadan sizlere 17 Ağustos'u belkide en iyi anlatan belgeseli sunmak istiyorum.İşte sizlere Can Dündar'ın anlatımıyla 17 Ağustos depremi öncesi ve sonrasında yaşananlar...

15 Ağu 2009

Türk Dış Politikası Anketi

Yeni bir anket ve yine ilginç sonuçlar.Uluslararası Stratejik Araştırmalar Kurumu (USAK), Türkiye'nin Dış Politikasına halkın bakışını öğrenmek amacıyla bir anket düzenlemiş.Yapılan ankette ortaya çıkan sonuçlar ise bir hayli çarpıcı.İşte 4 ilde yapılan anketten bazı çarpıcı sonuçlar...

2009 anketinde en çok dikkat çekici husus ABD’yi tehdit olarak görenlerin oranının Bush’un başkanlık dönemi ile kıyaslandığında 4.35 puan  düşmüş olmasıdır, ki bu çok radikal bir düşüştür. Aynı şekilde 5. sırada yer alan Yunanistan da bir önceki ankete göre tehdit algılamasında olumlu değişim kaydeden bir ülkedir. 2005 anketinde % 10.2 olan oran 2009’da % 7 seviyesine kadar gerilemiştir. Böylece Yunanistan’ı tehdit olarak algılayanların oranı Ekim 2004’den bu yana ilk defa olarak % 10’un altına gerilemiştir.

2009 anketinde dikkat çekici bir diğer husus ise İsrail ve Fransa’yı tehdit olarak algılayanların oranındaki artıştır. Özellikle İsrail’i tehdit olarak algılayanların oranı 2003 yılından bu yana her ankette istikrarlı bir yükseliş göstermektedir.


Bu tabloya bakıldığında Barack Obama’nın ABD başkanı seçilmesi, Ankara ve İstanbul’u ziyareti ve Türk  dönük açıklamaları ABD’nin Türkiye’deki algılanış şeklini oldukça olumlu yönde etkilemiş görünüyor.
 şüphesiz ABD’nin PKK politikalarındaki nispi değişimin de önemli bir etkisi olduğu tahmin edilebilir. Anket sonucuna göre ABD’yi görenlerin oranı % 29.80’den % 25.45’e gerilemiş görünüyor ki şekilde devam etmesi halinde tehdit algılama eğiliminin de olumlu yönde değişebileceği tahmin edilebilir.

Azerbaycan “Türkiye’nin dostu” sıralamasında 1. Sıradaki yerini % 23.64 oranla korudu. 2005 anketine göre Azerbaycan’ı dost görenlerin 5.84 puanlık bir artış göstermesi kayda değer bir sonuçtur. 2009 anketinde en dikkat çekici sonuç ise daha önce listede 12. sırada yer bulabilen ABD’nin bu kez diğer ülkelerin oranlarındaki değişimin de etkisiyle 4. sırada kendisine yer bulabilmesidir. ABD’yi Türkiye için dost algılayanların oranı
2005 anketine göre 3 katına yakın bir artış göstermiştir. Bu da yine önemli oranda Obama döneminde yakınlaşan ilişkilere bağlanabilir.

2009 anketinde ABD’den beklenti yine yüksek seviyelerde. Bunun yanında bu ankette Azerbaycan’ın da yardım alınabilecek bir ülke olarak görülmesi önemli sayılmalıdır.

4. soruda “Türkiye’nin Geleceği Aşağıdakilerden Hangisindedir” sorusu yöneltildi.Yanıtlara bakıldığında Avrupa Birliği (AB) seçeneğinin hala diğerlerinin açık ara önünde olduğu görülüyor. 2005’e göre bir kıpırdama olmakla birlikte Türkiye’nin geleceğini AB’de görenlerin oranı hala % 56.36 düzeyinde. Hatırlanacağı üzere Türkiye’nin geleceğini AB’de görenlerin oranı Ekim 2004’de % 61.04’e kadar yükselmişti. Ancak bu yanıtlara bakılarak AB seçeneği dışındaki seçenekleri işaretleyen tüm katılımıların Türkiye’nin AB üyeliğine hayır dediği sonucu çıkarılmamalıdır. Çünkü soru böyle bir çıkarıma izin vermeyecek türdendir.


Benzer anketlerin takibi için lütfen mail adresinizi giriniz.
Mail adresinizi girin, bizi takip edin.





13 Ağu 2009

Yahşi Batı Filminden Kareler

GORA ile iyi bir çıkış yapan, ardından AROG ile hayal kırıklığına uğratan Cem Yılmaz'ın sinema filmlerine bir yenisinin daha ekleneceğini duymuştuk.Sırasıyla Uzay ve Taş Devri'ni anlatan filmlerinden sonra Cem Yılmaz bu kez Vahşi Batı filmi olan "Yahşi Batı" isimli sinema filminin çekimlerine başlamıştı.Hatta çekimler sırasında sette görevli bir vatandaş at ile gezintiye çıkmış ardından geri dönmemiş bu da bir şok etkisi yaratmıştı.Cem Yılmaz'ın merakla beklenen filminden yeni resimler de paylaşıldı.Bu kez AROG'daki gibi resimleri veya fragmanı görüp aldanmayacağım ve filmi bekleyeceğim...

Kürt Açılımı'nın Planlandığı Yer

Gündemin en yoğun maddesi Kürt Açılımı planının 14 Mayıs'ta Ankara Best Otel'de yapıldığı ortaya çıktı.TESEV tarafından düzenlenen 4.5 saatlik toplantıya MİT, Emniyet, AK Parti ve DTP'liler katılırken, CHP ve MHP liderleri davetli oldukları halde bu toplantıya katılmadı.

Basına kapalı yapılan toplantıda şu 17 başlık ele alındı:

  • Köye Dönüşün Kolaylaştırılması
  • Yerleşim birimlerine eski isimlerin verilmesi
  • Koruculuğun kaldırılması
  • Anadilde eğitim hakkı
  • Ekonomik dengesizliğin giderilmesi
  • Seçim barajının kaldırılması
  • Üniversitelerde Kürtçe bölüm açılması
  • Anayasa'da vatandaşlık tanımının değiştirilmesi
  • İtirafçılık yasasının düzenlenmesi
  • Ergenekon soruşturmasına bölgenin de eklenmesi
  • Genel af ilan edilmesi
  • Varoştaki Kürklerin durumlarının düzeltilmesi
  • Barış dilinin kullanılması
  • Partiler arası istişareye açık olunması
  • Kürtçe bilenlerin kamu işlerine alınması
  • Yakın tarihin mesafeli dille yazılması
  • Geçici korucuların silahsızlandırılması

12 Ağu 2009

İnternet Haberciliği

Bugün sabah saatlerinde TRT Türk'te İnternet Haberciliği ile ilgili yayınlanan programı izledim.Programda Gazetelerin dünyadaki güncel olaylara yetişemediği ve artık genç nesil tarafından kullanılmadığından bahsedildi.Hakikaten de dünyanın hızlı bir şekilde değiştiğini göz önüne alırsak gazeteler bu konuda geride seyretmekte.

İçinde bulunduğumuz bu yeni teknoloji çağında gazete okuma alışkanlığının azalmasının çokta şaşırılacak bir yönü yok aslında.Hatta önümüzdeki 20 yıl içinde gazetelerin ortadan kalkma ihtimalini düşünmek bile son derece normaldir çünkü gazetelerinin tirajlarında sürekli azalma yaşayan medya patronları, bu açığı kapatmak amacıyla internet haber sitelerini paralı hale getirmeye başladılar bile.Ve yine kendilerinin de tahminine göre yakın bir zamanda birçok haber sitesi paralı hale gelecek.

Programda konuşulan bir diğer konu ise haber sitelerinin alıntı haberleri yayınlamasıydı.Bir haber sitesinde açılan başlık ve içerik, yüzlerce haber sitesinde aynı şekilde yazılıyor ve bu yüzden bu sitelerin diğerlerinden bir farkı olmadığı için kalite diye bir kavram da olmuyor doğal olarak.Bunun sizlere küçük bir örneğini göstermek isterim.PKK'nın terk etmiş olduğu Tunceli'deki alanlara Turistlerin akın ettiği ile ilgili bir haberin başlığını Google'a yazarak sorguladım ve sonuç şöyle oldu:

Daha resimde göremediğin yüzlerce aynı içerikle donatılmış haber siteleri mevcut.Bu sıkıntı söylenenlere göre yalnızca ülkemizde değil, dış ülkelerin haber sitelerinde de yaşanılan bir durum.Ancak Türkiye'de oldukça yoğun olduğu şüphesiz.Üstelik yalnızca haber siteleri için geçerli değil bu durum.Mesela bugün ülkemizde amacını fazlasıyla kaybetmiş olan web forumları (ç)alıntı içeriğe güzel bir örnek.Kaynak bile belirtmeden, internet kavramını henüz anlayamayıp, paylaşım adına özgünlükten aciz binlerce insan var ülkemizde.Ben en özgün içeriğin bloglar olduğunu düşünüyorum bu konuda.Bizde durum gereği kısmende olsa alıntı içerik yapsak ta en azından kaynak belirterek kimsenin hakkına göz koymuyoruz.Özgün yazmayı kendine adet haline getiren bütün blog yazarlarına da sonsuz teşekürlerimi iletiyorum.İyi ki varsınız...

11 Ağu 2009

Katil'i Kaybettik...

Bizimkiler'in Katil Yavuz'u, Çiçek Taksi'nin Haydar'ı Aykut Koray, kaldığı otelde bugün ölü bulundu.Köyceğiz Kaymakamı İbrahim Halil Çomaktekin, Köyceğiz'de düzenlenen 4. Kaunos Altın Aslan Türk Filmleri Festivali'ne katılan tiyatro, sinema ve dizi oyuncusu Aykut Oray'ın (67) kaldığı otelde ölü bulunduğunu belirterek, "Aykut Bey 4 gündür Köyceğiz'deydi, kaldığı otel odasında ölü bulundu. Savcı ve polis otelde inceleme yapıyor" dedi.

Başarılarla dolu bir geçmişe sahip olan ünlü oyuncunun ölüm nedeninin kalp krizi olduğu söyleniyor.Haberi alır almaz bende büyük bir üzüntü duydum.Kendisinin yakın bir takipçisi olmasam da Bizimkiler ve Çiçek Taksi dizilerinde rolünü çok sevdiğim ve taktir ettiğim bir insandı.Ünlü sanatçıya Allah'tan rahmet, yakınlarına başşağlığı dilerim...

Kürt Açılımı Hakkında

Şu günlerde gündemin en yoğun maddelerinden biri de şüphesiz Kürt Açılımı.TRT 6 Kürtçe kanalının yayın hayatına girmesiyle tartışılmaya başlanan açılım Cumhurbaşkanı Gül'ün "2009 yılı fırsat yılı olacak" sözleriyle şekillenmeye başlamıştı.İlk zamanlarda Kürtler'e bazı hak ve özgürlüklerin getirileceğinin üzerinde durulsa da daha sonraları bu açılımın çok daha geniş kapsamlı olmasından dolayı muhalefet kesimi buna sert bir şekilde karşı çıktı.

Açılımın adının ilk duyulduğu günden beri kamuoyu büyük bir merak içinde detayları bekledi.Kürt açılımı olarak nitelendirilen ve terörü bitirmek için atılan bu adımda yapılan çalışmaların bazıları da yine milliyetçi kesim tarafından kabul edilemez boyutlara kadar geldi.

Peki bu açılımların içinde öne çıkan maddeler nelerdi? Mesela:
Öcalan'a Hapis Arkadaşları
PKK Terör Örgütü'nün elebaşı Abdullah Öcalan'a yapılan tecrit'in kaldırılması yani elebaşının yanına 5-6 kadar mahkum gönderilmesi planlanıyor.

Kürtçe Engeli Kalkıyor
Kürtçe'nin önündeki engeller kaldırılması.Çocuklara Kürtçe isimler verilebilecek ve bölgedeki köy isimleri Kürtçe olarak değiştirilebilecek.Açılım ile dağlarda askerin yazmış olduğu Ne Mutlu Türk'üm Diyene! yazısınında kaldırılması öngörülüyor.

Bölge Vatandaşına Şefkat
Öne çıkan maddelerden birisi de bölge vatandaşına sahip çıkmak olarak nitelendiriliyor.Örneğin terörist eylemlerinde polislere taş atan minik teröristler (benden açılım beklemeyin) çocuk hapishanelerinde kalırken bir yandan da mesleki eğitim öğrenerek topluma kazandırılmaya çalışılacak.Ayrıca bölgelerdeki sivil toplum kuruluşlarının düzenlediği etkinliklerle şehit ve terörist anneleri biraraya getirilerek dostluk mesajı verilecek

Avrupa'daki Kürtler'in Türkiye yolu açıldı
Avrupa'da yaşayan ve Türk vatandaşlığından çıkarılan Kürtler, teröre bulaşmadığı sürece yeniden Türk vatandaşı olabilecek ve Türkiye'de yaşayabilecek.

Şimdilik öne çıkan maddeler bunlar.Bu açılımın bir benzerinin Almanya Modeli olduğu iddiaları da basında yer almıştı.Anlatılanlara göre Almanya'daki Türk'lere uygulanan hak ve özgürlüklerin benzerleri Türkiye'deki Kürtler'e uygulanacak.

10 Ağu 2009

Sigara Mağduruna Devlet Desteği

Sigara yasağı başlayalı neredeyse 1 ay oluyor.Kahvehaneler yasak sebebiyle boşalırken, kahvehanecilerimiz yeni yöntemler bularak eski müşteriyi yeniden kazanmaya çalışıyor.Topluma açık alanlardaki kişilerin sağlığını tehdit etmemesi amacıyla harekete geçen devlet şimdi de vatandaşa "sen sigarayı bırak, bu süreçte bütün masrafların benden" diyor...

Medyadaki haberlere göre sigara yüzünden herhangi bir hastalığa yakalanan vatandaşın hukuki masraflarının SGK tarafından destekleneceği ve sigara şirketlerine açacağı davalarda kendisine ücretsiz Avukat'a kadar maddi manevi birçok ihtiyacının karşılanacğı belirtiliyor.

6 Ağu 2009

Petrol Ofisi Günlükleri

5 Ağustos Çarşamba günü gündeme düşen haberlerden birisi de Petrol Ofisi'nin, Doğan'ın Avusturyalı ortağı OMV'ye satılacağıydı.M.Ali Ergün'ün Haber7'deki haberine göre bu bir insider'di.Çünkü haberin ortaya çıkmasının ardından Petrol Ofisi hisselerinde gözle görülür bir artış olmuştu.

Yeni Şafak Gazetesi'nin 24 Ocak 2009 tarihli "Satış söylentisi Petrol Ofisi'ni uçurdu" başlıklı haberi, Aydın Doğan'ın POAŞ'ı OMV'ye sattığı ya da satmak üzere olduğu bilgisine yer veriyordu. Piyasa koridorlarında konuşulan bu dedikodu etrafında, Doğan Grubu hisselerinde ciddi fiyat hareketleri yaşandı. 2 Ocak 2009 tarihinden 4 Ağustos 2009'a kadar geçen sürede ortalama yüzde 100 yükselen grup hisseleri, piyasa değeri anlamında da ciddi artışlar kaydetti.

Peki Kazançları Ne Oldu?
Ocak ayından bu yana belirli aralıklarla medyayı dürten bu haberler ve beraberindeki hisse artışları sayesinde Petrol Ofisi değerini artırdı.Örneğin, sadece Doğan Holding, Doğan Yayın Holding ve Petrol Ofisi'nin toplam piyasa değeri, 4 milyar 256 milyon lira arttı. 2 Ocak'ta 1 milyar 560 milyon lira olan Doğan Holding'in değeri 3 milyar liraya, 1 milyar 606 milyon lira olan Petrol Ofisi'nin değeri 3 milyar 638 milyon liraya ve 445 milyon lira olan olan Doğan Yayın Holding'in piyasa değeri ise 1 milyar 191 milyon liraya yükseldi.

Ergenekon Terör Örgütü kapsamında ortaya çıkarılan darbe günlüklerinden sonra, hisse artışına sebep olan ve Doğan Grubu'nun piyasa değerini artıran Petrol Ofisi'nin Ocak ayından bu yana medyada yer bulan günlüklerine tanık olalım.

  • 23 Ocak 2009: Aydın Doğan'ın POAŞ hisselerini OMV'ye sattığı ya da satmak üzere olduğu haberleri gündeme bomba gibi düştü. Fatih Altaylı, söz konusu tarihli köşe yazısında “POAŞ hisselerini OMV'ye satıyormuş. Bilgiler çok üst düzeyden geldiği için inandırıcı. Rakam da makul” ifadelerine yer verdi.
  • 31 Mart 2009: OMV, Macar enerji şirketi MOL'deki yüzde 21,2 hissesini, 1,4 milyar avroya sattı. Bu satışın ardından Yeni Şafak sayfa manşetine taşıdığı haberde "OMV, satış gelirini Petrol Ofisi'nde hisse almak için mi kullanacak?" sorusunu gündeme taşıdı
  • 25 Nisan 2009: “Avusturyalı OVM, POAŞ'a göz dikti” haberini sayfa manşetine taşıyan Yeni Şafak, “Küresel krizde 5 milyar avroluk bir savaş bütçesi oluşturarak pazar payını büyütmek isteyen OMV, Petrol Ofisi'nin çoğunluk hisesini ele geçirmek için düğmeye bastı” ifadelerini kullandı.
  • 29 Nisan 2009: Yeni Şafak'ın haberini yalanlayan OMV'nin CEO'su Wolfgang Ruttenstorfer “Haberin hiçbir temeli yok. Böyle bir görüşme içinde değiliz” dedi.
  • 30 Nisan 2009: Yeni Şafak'ın haberine bir yalanlama da Doğan Holding'ten geldi. Doğan Holding, borsaya gönderdiği açıklamasında “Yazıda iddia edildiği gibi POAŞ hisselerinin ortağımız veya başka bir kişi/kuruluşa satılması veya ortağımızdan satın alınması yönünde bir görüşme süreci gündemde değildir” denildi.
  • 5 Ağustos 2008: Doğan Grubu, Petrol Ofisi hisselerinin OMV'ye satışı konusunda görüşmelere başlamaya karar verildiğini bildirdi.    

3 Ağu 2009

Cübbeli Ahmet Hoca Teke Tek Sezon Finali

Dün gece yine sıkıntıdan patlamış bir şekilde mecburen TV'yi açtım.Kanalları zaplerkarken Habertürk'te birde ne göreyim? Cübbeli Ahmet Hoca Teke Tek'te.İlk gördüğümüde tekrar sandım.Hatırlarsanız Cübbeli Ahmet Hoca geçenlerde yine çıkmış ve ilginç şeyler konuşulmuştu.Bu programın ardından Teke Tek'e ilgi oldukça artmıştı.

Hal böyle olunca Cübbeli Ahmet Hoca yani Ahmet Mahmut Ünlü programa bir kez daha çağırıldı.Zaten bugün geceki Teke Tek'in, bu yılki son bölümü olduğu için belkide ilgi görmesi açısından hoca yeniden konuk oldu.Cübbeli Hoca'ya ilginç sorular soruldu, kendisi de oldukça sakin bir şekilde cevaplar verdi.Ayrıca arada bir yaptığı esprili cevaplar Murat Bardakçı'yı bir hayli güldürdü.

Cübbeli Ahmet Hoca'nın ekşisözlüğü de bilmemesi büyük şanssızlıktı çünkü Ahmet Hoca hakkında birçok ilginç yorum bulunuyordu burada.Biraz önce bende inceledim ve Fatih Altaylı'nın neden hiçbirini okumadığını anlar gibi oldum :) Hakikaten çok sivri bir dille yazılmış onlarca bilgi bulunuyor.

Programın belkide en tepki çeken kısmı Damacana'ya tecavüz olayının Fatih Altaylı tarafından Cübbeli Ahmet Hoca'ya sorulmasıydı.Altaylı: "Bursa'da bir adam su damacasına tecavüz etti" dedi, Hoca ise: "Bu bir zina gibi, livata gibi büyük bir günah değildir. Damacanayla seks küçük bir günahtır" cevabını verdi.İşte o ilginç diyalog :)

Ahmet Mahmut Ünlü, Fatih Altaylı'nın, "Siz bu açıklamada bulundunuz ama, adamın biri Bursa'da su damacasına tecavüz etti" sözleri üzerine "İslam'da şehvetle bakmak haramdır" dedi. Böylesi bir bakışla insanın duvara da baksa kadına da baksa harama bakmış olacağını söyleyen Cüppeli Ahmet Hoca, Murat Bardakçı'nın "Hocam damacanaya bakmanın hükmü nedir?" sorusu üzerine ise, "İnsanların nikah yollu evlilikleri helaldir. Fakat bunun dışında tatmin yolu arayanlar günah işlemiş olacaktır. Ama bu bir zina gibi, livata gibi büyük bir günah değildir. Damacanaya seks küçük bir günahtır" ifadelerini kullandı.

Fatih Altaylı'nın bu mevzuyu bir anda pat diye ortaya atıvermesi beklenmiyordu belkide.Ama Cübbeli Ahmet Hoca'da artık alışmıştır diye düşünüyorum çünkü geçen programda da Altaylı tarafından Barbie bebek çıkarılmıştı karşısına :)Açıkçası bu damacana ile seks muhabbetine yetişememiştim.Habertürk'ü açtığımda saat 3'e 10 vardı ve Altaylı programı kapatalım artık geç oldu diyordu.Ama 5 dakikaya kalmaz kendisi yine hocaya sorular sormaya başladı.3:30'a kadar süren programı bende soluksuz izledim çünkü Ahmet Hoca'nın hakikaten taktir edilecek ve örnek alınacak anlatımları da bulunuyordu.Kısaca program süperdi.Yeni sezonda yeniden Ahmet Hoca'yı Teke Tek'e bekleriz.Bu arada yayın sırasında konuşulanlara göre Ahmet Hoca, Ramazan'da sahur programı da sunabilir bilgiliniz olsun :)

1 Ağu 2009

Emekli Maaşları 1 Agustos 2009

Memur maaşlarında yapılan son düzenlemeyle en düşük memur maaşı 842 Lira oldu.Memurlara bu ay itibari ile uygulanan %4,5'lik zam, emekli memurlar içinde geçerli oldu.Zam diğer memurluk dallarına şöyle yansıdı...

(Kaynak:Türkiye Gazetesi)